8TH GRADE – UNIT 4 – ON THE PHONE
VERBS
answer the questions: soruları cevaplamak
arrive: varmak
ask for a service: hizmet istemek
be there: orada olmak
become more popular: daha popüler olmak
behave: davranmak
believe: inanmak
book a room: oda rezervasyonu yapmak
book flight ticket: uçak bileti almak
buy something online: internetten bir şeyler almak
call: aramak, çağırmak
calm down / keep calm: sakin olmak
change product: ürün değiştirmek
collect garbage: çöp toplamak
combine: birleştirmek
come first: birinci gelmek
come second: ikinci olmak
confirm: onaylamak
connect: bağlanmak
contact: irtibat kurmak
continue: devam etmek
cost: mal olmak
decide: karar vermek
dial: telefon numarası tuşlamak
donate clothes: kıyafet bağışlamak
engage in: meşgul olmak, ilgilenmek
find way: yolu bulmak
get angry with …: …’ya sinir olmak
get back: geri dönmek
get driving license: sürücü belgesi almak
get information about an issue: bir konu hakkında bilgi almak
get married: evlenmek
give medical care: tıbbi yardımda bulunmak
give tips: ipucu vermek
go on vacation: tatile gitmek
go on: devam etmek
graduate from university: üniversiteden mezun olmak
graduate: mezun olmak
guess: tahmin etmek
hang on: beklemek
hang up: telefonu kapatmak
have an exam: sınav olmak
have an operation: ameliyat olmak
have camp by the lake: göl kenarında kamp yapma
hear: duymak
hold on: beklemek
hope: ummak
improve foreign language: yabancı dili geliştirmek
invent: icat etmek
keep in touch: irtibata geçmek
keep phone calls short: telefon konuşmalarını kısa tutmak
last: sürmek (zaman)
learn lyrics of songs: şarkı sözleri öğrenmek
leave a message: mesaj bırakmak
leave: ayrılmak, çıkmak, bırakmak
make a complaint: şikayet etmek
make phone call: telefon görüşmesi yapmak
make reservation: rezervasyon yapmak
make sense: anlam ifade etmek, anlamı olmak
meet: buluşmak
miss: kaçırmak, özlemek
order something to eat: yiyecek bir şeyler sipariş etmek
own: sahip olmak
phone: telefon etmek
pick up: telefonu açmak
practice lesson: ders çalışmak
press nine for English: İngilizce için 9’u tuşlayın
put through: (telefonu) bağlamak
raise awareness: farkındalığı arttırmak
rank: sıraya koymak, derecelendirmek
reach: ulaşmak
receive invitation: davet almak
repeat: tekrar etmek
return product: ürünü iade etmek
ring: çalmak
say: söylemek, demek
share ideas and opinions: düşünce ve fikirleri paylaşmak
share opinion: fikir paylaşmak
solve problem: problem çözmek
solve puzzle: yapboz yapmak
speak louder: daha sesli konuşmak
stay: kalmak
study: çalışmak, (okulda) okumak
suppose: sanmak, zannetmek
survive: hayatta kalmak
take a memo/a note: not almak
take part: yer almak
take university exam: üniversite sınavına girmek
talk face to face: yüz yüze konuşmak
talk on the phone: telefonda konuşmak
tell: söylemek
text a message: mesaj yazmak
think: düşünmek
try: denemek, (yapmaya) çalışmak, çabalamak
use social network: sosyal ağ sitelerini kullanmak
wait for response: cevap beklemek
warn: uyarmak
work hard: sıkı çalışmak
write down: not almak
write letter: mektup yazmak
————————————————————-
NOUNS
accident: kaza
addiction: bağımlılık
application: uygulama
appointment: randevu
average call: ortalama arama
bad line: bozuk hat
belonging: eşya, ait olma
best way: en iyi yol
bill: fatura
burglary: soygun
call center: çağrı merkezi
communication: iletişim
conversation: sohbet
customer service: müşteri hizmetleri
development: gelişim
disabled children: engelli çocuklar
distant places: uzak yerler
ease of technology: teknoloji rahatlığı,kolaylığı
easy to carry: taşıması kolay
educative game: eğitici oyun
face to face communication: yüz yüze iletişim
foreign language: yabancı dil
interaction: etkileşim
invention: icat
meeting: toplantı
messenger bird: haberci kuş
online communication: internetten iletişim
participant: katılımcı
people in need: ihtiyaçlı insanlar
percent: yüzde
previous generation: önceki nesil
process: süreç
pros and cons: avantajlar ve dezavantajlar
purpose: amaç
range: mesafe, menzil
real life experience: gerçek yaşam deneyimi
refugee: mülteci
result: sonuç
return ticket: gidiş-dönüş bileti
same age: aynı yaş
security: güvenlik
single ticket: gidiş bileti
smoke signals: duman sinyali
social network: sosyal ağ
something: bir şeyler
stranger: yabancı
study: çalışma
survey: araştırma, anket
technological development: teknolojik gelişim
there: orada, oraya
tool: araç
war: savaş
weather: hava
———————————-
ADJECTIVES
angry: kızgın
another: başka bir
available: müsait, uygun
cool: havalı, harika
different: farklı
each other: birbirine
embarrassed: utanmış, çekingen
expensive: pahalı
generous: cömert
harmful: zararlı
here: burada, buraya
interesting: ilginç
old fashioned: modası geçmiş
other: diğer
probably: muhtemelen
sad: üzgün
scared: korkmuş
smart: akıllı
surprised: şaşırmış
typically: tipik, genellikle
urgent: acil
useful: faydalı
worried: endişeli
————————————————————-
IMPORTANT EXPRESSIONS
according to: -e göre
aged 13 to 17: 13-17 yaş arası kişiler
alright: peki, tamam
as soon as possibe: bir an önce
at least: en azından
Can I leave a message: mesaj bırakabilir miyim?
Can I/May I speak to …?: …ile görüşebilir miyim?
Can you repeat?: tekrar eder misiniz?
can you say slowly: yavaş söyleyebilir misiniz?
Can you tell him to call me?: ona beni aramasını söyler misiniz?
certainly: kesinlikle
especially: özellikle
for a long time: uzun süre
hang on / hold on: hatta kalın
I’m sorry to hear that: bunu duyduğuma üzüldüm
I beg your pardon: efendim!
I believe: inanıyorum ki …
I guess: tahminimce …
I hope: umarım …
I suppose: sanıyorum ki …
I think: bence …
I’ll get him/her: ona veriyorum (telefonu)
I’m sure: eminim ki …
It is / This is John: ben John
in 10 minutes: 10 dk. içinde
John speaking/calling: ben John
less than: -den daha az
more than: -den daha çok
one third: 3’te 1’i
probably: muhtemelen
primarily: öncelikle
say it again please: tekrar söyler misiniz
take care: kendine iyi bak
what’s up: n’aber?
two third: 3’te 2’si
what about you: peki ya sen
when I turn 18: 18 yaşıma girdiğimde
would you like to leave a message: mesaj bırakmak ister misiniz?