8. Sınıf İngilizce 2. Ünite Kelimeleri Teen Life
VERBS
am/is/are afraid of: …’dan korkmak
am/is/are bad at: ..’da kötü olmak
am/is/are crazy about: bayılmak, çok sevmek
am/is/are fond of
am/is/are good at: …’da iyi olmak
am/is/are in a hurry: acelesi olmak
am/is/are interested in …: …’ya ilgi duymak
am/is/are keen on: meraklı olmak, sevmek
am/is/are skilled at: …’da yetenekli olmak
argue: tartışmak
arrive: varmak, gitmek
attend: gitmek, katılmak
behave fairly: eşit davranmak
burn campfire: kamp ateşi yakmak
buy: satın almak
call: çağırmak, demek, aramak
can’t stand: katlanamamak, dayanamamak
chat online: online sohbet etmek
dislike: sevmemek
do for fun: eğlence için yapmak
drive: sürmek, arabayla götürmek
enjoy nature: doğanın tadını çıkarmak
enjoy/love/like: sevmek, hoşlanmak
exercise: egzersiz yapmak
feel: hissetmek
find: bulmak
follow rules: kurallara uymak
follow the news: haberleri takip etmek
gain rewards: ödül kazanmak
get dressed: giyinmek
get high grades: yüksek not olmak
give food: yiyecek vermek
give homework: ödev vermek
go on vacation: tatile gitmek
go trekking: doğa yürüyüşüne gitmek
greet: selamlamak
grow: büyümek, yetiştirmek
hate: nefret etmek
have breakfast: kahvaltı yapmak
have dinner: akşam yemeği yemek
have enormous breakfast: büyük kahvaltı yapmak
have lunch: öğle yemeği yemek
hear: duymak
keep up with: ayak uydurmak, takip etmek
learn new things: yeni şeyler öğrenmek
learn: öğrenmek
lend: ödünç vermek
like: sevmek
look fit: zinde görünmek
love: sevmek
make campfire: kamp ateşi yakmak
make people laugh: insanları güldürmek
meet up: buluşmak, bir araya gelmek
miss: kaçırmak, özlemek
need to: gerekmek
pay attention: dikkat etmek
pay: ödemek
pick … up: (arabayla) almak
practice skating: paten çalışmak
prefer: tercih etmek
prepare: hazırlamak
protect cultural heritage: kültürel mirası korumak
recommend: önermek, tavsiye etmek
save money: para biriktirmek
set goal: hedef belirlemek
shake hands: el sıkışmak
share duties: görevleri paylaşmak
shop in stores: mağazada alışveriş yapmak
spend time: zaman geçirmek
study: çalışmak, (okulda) okumak
surf on the internet: internette gezinmek
take a bath: banyo yapmak
take a shower: duş almak
take a vacation: tatile çıkmak
take classes: ders almak
take good marks: iyi not almak
tell: anlatmak, söylemek
text: mesaj yazmak
think: düşünmek
try: denemek, çabalamak
visit: gezmek, ziyaret etmek
wake up: uyanmak
write comments: yorum yazmak
——————————————————–
NOUNS
after school activity: okul sonrası aktiviteleri
backpack: sırt çantası
band: müzik grubu
basic equipments: temel ekipmanlar
beauty: güzellik
behavior: davranış
cell phone: cep telefonu
class: ders, sınıf
compass: pusula
countryside: kırsal bölge
cycling: bisiklet sürme
elderly relatives: yaşlı akrabalar
everybody: herkes
fair: fuar
fizzy drinks: asitli içecekler
folk music: halk müziği
gym: spor salonu
health: sağlık
high school: lise, yüksekokul
history: tarih
indoor activity: içeride yapılan aktiviteler
item: eşya
kind: tür
language center: dil merkezi
movie theatre: sinema
nature: doğa
newspaper: gazete
outdoor activity: dışarıda yapılan aktiviteler
play: (tiyatro) oyunu
primary school: ilkokul
rainbow: gökkuşağı
riding bike: bisiklet sürme
rope: ip
school subject: okul dersi
science fiction: bilim kurgu
skydiving: gökyüzü dalışı
snowboard: kayak
store: mağaza
survey: araştırma, anket
teenager: genç, ergen (13-19 yaş)
tent: çadır
top: zirve, en çok
torch: el feneri
tradition: gelenek
traditional meal: geleneksel yemek
training: eğitim, antrenman
travel: seyahat
type: tür
typical day: sıradan gün
video sharing applications: video paylaşım uygulamaları
voice: ses
ADJECTIVES
alone: yalnız
boring: sıkıcı
casual: günlük, rahat
difficult: zor
educational: eğitici
enough: yeterli
excellent: mükemmel
exciting: heyecan verici
expensive: pahalı
fascinating: büyüleyici
fun: eğlenceli
healthy: sağlıklı
huge: devasa
impressive: etkileyici
lazy: tembel
national: milli
ordinary: sıradan
pretty good: oldukça iyi
pretty: tatlı
realistic: gerçekçi
respectful: saygılı
ridiculous: gülünç, komik
sensitive: duyarlı, hassas
serious: ciddi
snob: burnu havada, başkalarını küçük gören
terrific: müthiş
together: birlikte
trendy: son moda
unbearable: katlanılmaz
usual: olağan
wonderful: harika
IMPORTANT EXPRESSIONS
about: hakkında, yaklaşık
after – : -den sonra
all over the world: tüm dünyada
all the time: her zaman
also: ayrıca
among: arasında
at least: en azından
before -: -den önce
by the way: bu arada
during: esnasında, boyunca
early: erken
first of all: öncelikle
for example: örneğin
from … to … : -…dan …ya kadar
late: geç
me too: ben de
most of the time: çoğu zaman
most: en çok, çoğu
mostly: çoğunlukla
really: gerçekten
such as … : … gibi
then: daha sonra, o zaman
to be honest: dürüst olmak gerekirse
until – : – e kadar
what’s up: ne haber?